..




 

Fenerbahçe’deki A.B.C. Lisesi’nin orta ikinci sınıfından ayrılmak zorunda kaldı. O okulu bırakmasa, okul onu bırakacaktı. Kendisini iki yataklı bir odaya yatırmışlardı. Bir gözü bantlı, suskun öylesine oturuyordu. Bizleri görünce buruk bir gülümseme dolaştı dudaklarında. Gazetecilerin dışında kendisini bir tek teyze kızı, bir zamanlar birlikte çeşitli filmlerde oynadıkları Zeynep Değirmencioğlu ziyaret etmişti. Gazetecilerin dışında kendisini bir tek teyze kızı, bir zamanlar birlikte çeşitli filmlerde oynadıkları Zeynep Değirmencioğlu ziyaret etmişti. Ayşecik, Ömer’in geçirdiği kazaya dayanamamış, “Ben onun ablasıyım, gerekirse seve seve her türlü yardımı yaparım” demişti. Her şey bir an içinde olup bitmişti. Arabanın gevşeyen kelebek camı vidasını sıkmak için, elindeki tornavidayla çalışırken bir de yukarıdaki delikten bakmak istemiş, işte o anda kayan tornavida gözüne saplanmıştı. Allah’tan yanında arkadaşları vardı, o acı içinde kıvranırken, bir arabaya attıkları gibi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nin göz kliniğine koşturmuşlardı onu. Anne Gülşen Hanım, acı haberi alınca ne yapacağını şaşırmış deliye dönmüştü. Ama elden ne geliyorsa, tıp neyi yapabiliyorsa nöbetçi doktor Güzin İskeleli yapmıştı hepsini. Dr. İskeleli ilk müdahaleden sonra çevresindekilere durumu anlatırken, “Sonucu iyi görmüyorum” diyordu. “Ancak umut kesilmez. Göze kan dolmuş, tornavidanın pasından dolayı iltihaplanma var. Kesin birşey söylemek için zaman çok erken…”
..


. ..